Didim’de ilk olarak ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri hiç kuşkusuz ki Apollon Tapınağı’dır.

Didim bilinenin aksine bir antik kent değil, Milet’e bağlı bir tapınak yeri ve kutsal alandır. Bu dönemde Didim, “Biliciler Kenti” olarak anılmaktadır. Antik çağlarda gelecekle ilgili haber almak isteyenlerin durakları arasında yer alan tapınak; müziğin, güneşin ve sanatın yanında kehanetlerin de tanrısı Apollon adına yapılmıştır. Didyma’ya tapınağa gelenler burada kahinlerden (bilicilerden) kehanetleri öğrenirlerdi.

Efsaneye göre; Tanrı Apollon bir gün, Didim yöresinde çobanlık yapan Brankhos’a rastlar. Ondan çok hoşlanır ve ona biliciliğin (kehanetin) sırlarını öğretir. Çoban Brankhos, bugün Apollon Tapınağı’nın yerinde bulunan defne ormanı ve su kaynağının, Apollon adına ilk tapınağı kurar. Zaman içinde Brankhos soyundan gelenler, “Brankhidler” olarak anılırlar ve çok uzun süre Apollon Tapınağı’nın yöneticiliğini yaparlar.

“Didyma”, “Brankhidai” (Brankhidler ülkesi) olarak da adlandırılmaktadır. Bilicilik, o zamanlar krallardan en fakir köylülere kadar, bütün insanların başvurduğu bir yöntemdir. Lidya Kralı Kroisos (Karun) da Pers ülkesine saldırmadan önce bilicilere başvurur. Ancak kendince bir kurnazlık yaparak dönemin bütün ünlü kehanet merkezlerine elçiler gönderir ve rahiplerden, kralın o anda ne yapmakta olduğunu bilmelerini ister. Doğru cevap yalnızca Apollon tapınağından gelir. Kroisos da Perslerle girişeceği savaş öncesinde buradaki rahibe danışmayı seçer. Ancak biliciler, anlaşılması güç ifadeler kullanır. Ve açık bir yanıt vermekten daima kaçınırlar. Kroisos da Pers Krallığına yapacağı saldırı sonunda, büyük bir imparatorluğun yıkılacağı yanıtını alınca, hevesle sefere girer. Ancak sonunda yıkılan, Lidya Krallığı olur.